19 Aralık 2010 Pazar

Dünyada Meydana Gelmis Nükleer Kazalar






    Nükleer enerji santrallerinin nükleer bomba gibi patlama olasılığı  yoktur. Güvenlik kayıtları ve önlemler açısından nükleer güç santralleri  herhangi bir endüstriyel tesisinden daha iyi olduğu bilinmektedir. Böyle  olmasına rağmen, ilk ticari ya da askeri amaçlı nükleer faaliyetlerden dolay  ölümle sonuçlanan birçok kaza meydana gelmiştir.
  İyonlaşma Radyasyonuna Maruz Kalma Sonucu Ölümle Sonuçlanan  Nükleer Tesis Kazaları aşağıda belirtilmektedir:
         08.08.1945 – Los Alamos (ABD), kritiklik kazası: Kritik altı bir yakıt  elamanının çevresine yansıtıcı blok yerleştiren 1 isçi, yakıt kütlesinin kritikliğe ulaşması sonucu oluşan radyasyondan ölmüştür.
            21.05.1946 – Los Alamos (ABD): Bir öncekine benzer kritiklik kazası,  

1 ölü.

        15.10.1958 – Vinca (Yugoslavya): Biyolojik zırhlıma olmadan gerçekleştirilen bir kritiklik deneyi sırasında, operatör hatası sonucu  kontrolsüz kritiklik nedeniyle 6 personel radyasyona maruz kalmış, 1 kişi ölmüş, 5 kişi lösemi tedavisi görmüştür.
         03.01.1968 – Idaho Falls (ABD): SL1 araştırma reaktörü, kontrol  çubuğunun elle çekilmesi sonucu reaktör koluna fazla miktarda reaktivite  verilir, ani ve çok miktarda güç yükselmesi sonucu oluşan “su çekici” nedeni  ile meydana gelen patlamada 3 kişi hayatını kaybetmiştir.
       24.07.1964 – Woods River (ABD): Yüksek zenginlikteki uranil nitrat  solüsyonunun taşınması sırasında meydana gelen kazada 1 kişi hayatını kaybetmiştir.
          13.05.1975 – talya: Gıda sterilizasyon tesisinde Kobalt-60  kaynağından yayılan radyasyon sonucu 1 ölüm gerçekleşmiştir.
          23.09.1983 – Constitiuyentes (Arjantin): Reaktör koru modifikasyonu  sırasında ani güç yükselmesi nedeniyle 1 operatör ölmüştür.
       28.04.1986 – Çernobil (SSCB): Bugüne kadar olmuş kazaların en  büyüğüdür. Kontrolsüz ani güç yükselmesi kazası, yanık ve vuruk nedeniyle  2 ani ölüm, 10 günlük dönem boyunca atmosfere radyoaktif fisyon ürünlerin  atılması ile yaklaşık 200 kişi akut hastalığa tutulmuş ve bunlardan 31’i kazayı  izleyen üç ay içerisinde ölmüştür.  
         30.09.1999 – Tokaimura (Japonya): Yeniden isleme tesisinde  meydana gelen kazada isçiler, izin verilen limitlerden çok daha fazla miktarda  Uranyum-235’i bir arada depolanması yasandı ve üç isçi yüksek radyasyon  alarak hastaneye kaldırıldı.  1 teknisyenin hayatını kaybettiği Tokaimura Santral kazasında, santral  civarında yasayan 313 bin kişi evlerinden dışarı çıkarılmadı. 10 kilometrelik  bölge yasak alan ilan edildi.

    Çevre Üzerinde Etkisi Olan ve Çalışanların Işımaya Maruz Kaldığı  Nükleer Güç Santrali Kazaları aşağıda vurgulanmaktadır:
    Windscale kazası, nükleer kazalar içerisinde önem taşır. Genelde  reaktör parçaları ile ilgili olan bu kazalar aşağıda verilmiştir.
     1957 – Windscale (İngiltere): Metal uranyum yakıt elemanlarının soğutulması kaybı sonucu çıkan reaktör yangınında fisyon ürünleri atmosfere  yayılmıştır. Hemen çevrenin ve çalışanların izlenmesine başlanmış, çevreden  sağlanan süt dağıtımı bir süre durdurulmuştur. Reaktör çevresinde  yasayanlardan 260’ı tiroide kanseri olmuştur.
    1958 – Chalk River (Kanada): Bozuk yakıt elemanlarının reaktör  korundan çıkarılması sırasında, yakıtın tasıma konteynerine sıkışıp, daha sonra depolama kuyusuna düşerek yanması kazasıdır. Yaklaşık 48 kişi farklı düzeylerde radyasyona maruz kalmıştır.
    Mart 1965 – Chinon A1 (Fransa): Girilmez işaretini görmeyip, yakıt  değiştirme bölgesine giren bir isçi radyasyona maruz kalmıştır.
    Eylül 1979 – Chinon A2 (Fransa): Karbon-Dioksit kaçağını bulmak için  yapılan bir çalımsa sırasında 2 isçi radyasyona maruz kalmıştır.
    Ekim 1999 – (Güney Kore): Teknoloji Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya  göre, Kyongsang bölgesindeki nükleer santralde, reaktör bakım-onarım  çalışmaları sırasında kaza meydana gelmiştir. Kazada pompadan 45 litre ağır  su açığa çıktığı ve ortamdaki radyasyonun kontrol altına alındığı  açıklanmıştır. 

Santralin Mevcudiyeti Üzerinde Etkili Olan Kazalar aşağıda  belirtilmiştir:
1952 NRX, 1955 EBR1 (ABD), 1966 Enrico Fermi (ABD), 1967 Chapel  (İ İngiltere), 1969 Lucens ( İsviçre), 1969 ve 1980 Saint-Laurent Al (Fransa),  1973 SSCB, 1975 Browms Ferry (ABD), 1972 Millstone (ABD), 1976, 1982  ve 1983 Phenix (Fransa) reaktörlerin içerisinde meydana gelen kazalar  tesislerin altı ay ile iki buçuk yıl arasında değişen sürelerde kapalı  kalmalarına neden olmuştur. Three Mile Island 2 bu reaktörler içerisindeki en  önemli kazalardandır. Emniyet vanasının yanlışlıkla kapalı kalması sonucu  kaza meydana gelmistir. Reaktör kabının büyük bölümü kirlenmiş ve  atmosfere radyoaktivite yayılımı yaşanmıştır. 
Three Mola Island kazasında, bölgede genel acil durum ilan edildi ve  çevrede bulunana 144 bin kişi baksa yerlere sevk edildi. Bu olayda o an için  can kaybı olmadı, ancak geriye çevresel etkilerinin yıkıcı etkileri kaldı.

   1993 – Tomak-7 (Rusya), yeniden isleme santralinde oluşan patlama  sonucu ciddi miktarda plütonyum ve radyoizotopları çevreye yayılmıştır.
   1995 – Montu (Japonya), reaktörde sodyum sızıntısı meydana gelmiş ve ardından da yangın çıkmıştır. Reaktör o günden buyana kapalı kalmıştır.
  1998 – Cıvaux (Fransa), en yeni reaktöründe sızıntı meydana gelmiş,  sızıntı ancak 10 saat sonra kontrol altına alınabilmiştir.,
2002 – Davas Besse (ABD), reaktörün 17 cm kalınlığındaki basınç  kabında, çalışma basıncına dayanmak üzere tasarlanmamış paslanmaz çelik  kaplamaya kadar ulasan 130-200 santimetrekarelik bir delik bulunmuştur.
2003 – Macaristan, 30 yanmış yakıt çubuğunun pek çoğu bir  temizleme tankında kırılarak, konteynerin dibinde 3.6 ton uranyum parçası  bırakmıştır. Bu durum halen bir sonuca ulaştırılamamıştır
2005 – THORP (Britanya), reaktörde nitrik asit sızıntısı nedeniyle tesis  o günden beri kapalıdır.
Nükleer Fizikçi Hayrettin Kılıç’ın aktardığına göre, Nükleer Denetleme  Komisyonu’nun (NRC) kayıtlarına göre, bugüne kadar sadece ABD’de  felakete yol açabilecek derecede 169 kaza yaşanmıştır. 1992 yılında Japonya’da 20 tane önemli kaza rapor edilmiş, yine aynı yıl Rusya,  uluslararası kuruluşlara 205 kaza raporu bildirmek durumunda kalmıştır.  Nükleer teknolojilerin kullanılmaya başladığı ilk günlerden günümüze  kadar geçen zamanda teknolojileri gün geçtikçe gelişmesine ve her türlü  güvenlik önlemleri alınmasına rağmen etkileri göz ardı edilemez kazalar  yaşanmıştır. Kazanın meydana gelme olasılığı sıfıra indirilememiştir.  Genelde bu kazalar, araç-gereç bozulması, yanlış bilgi alınması, trityum  sızması, boru aşınması ya da kırılması, insan hatası, yakıt proses  tesislerinde, yakıt elemanlarının nakledilmesi sırasında gibi nedenlerden  kaynaklanmaktadır. Kazalar nedeniyle bu santraller ya kapatılmıştır ya da  faaliyetine ara verdirilmiştir.


5 yorum:

  1. teşekkürler faydalı bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Bence nükleer Türkiyede yapılmamalı çok tehlikeli

    YanıtlaSil
  3. Bence nükleer Türkiyede yapılmamalı çok tehlikeli

    YanıtlaSil
  4. Bence nükleer Türkiyede yapılmamalı çok tehlikeli

    YanıtlaSil
  5. Bence nükleer Türkiyede yapılmamalı çok tehlikeli

    YanıtlaSil